Tuesday, September 11, 2007

unutulanlar

"unutulanlar dısında yeni birsey yoktu" kitabın adi. yolculuk uzun, kahveler tatsiz, uykular boluk porcuktu. bir gorunup bir kaybolan duslerin korkusu sahipsiz koltuklarin huzursuzlugundandi belki de. ve henuz duslere girmemisti unutulanlar, unutulanlar yuzlerini bulamamisti henuz...

Tuesday, August 07, 2007

aklima bile gelmedin hic...

Seni dusunmedim bu gece, aklima bile gelmedin hic… Karanlikta, pencereden disari baktigimda yildizlari gozlerindeki piriltilara bile benzetmedim. Hele yuregini, daldigim karanliklara, icinde boguldugum temkinli sulara bile yakistirmadim bir nebze bile… Hic dusunmedim seni… Yuregim, ismin aklimdan gecmedigi icin sıkısmadı ve dudaklarim sizlamadi adini anmadigim icin. Derin derin soludum yasamayi, derin derin... soludum… Bugun bir kere bile dusunmedim seni evet… yattigimda yatagima, hissetmedim yanimdaki boslugunu; yastigima sarilmak nasil keyifliydi tarifi imkansiz… kopkoyu, soluksuz bir uyku cektim. Ruyalarimin kapisini kapattim, bir kere bile icinden gecemedin. Duvarin soguklugu, bu yaz gecesinde, senin sicakligindan bile güzeldi... kendimi duvara yasladım….

Wednesday, July 25, 2007

ah aşk...

Zor durumlarda basvurmak icin, yatagimin altina ozenle sakladigim kutunun icindeki turlu gelişmis planlarimin sonucunda, gene basarili olamadim.Her ne hikmetse ise yaramadi hicbiri. Mamafih'li, korkarim ki'li cumleler arasindan sectigim turlu bahaneler bile kandiramadi beni... Oysa hazirlikliydim...Limon cekirdeklerini ustalikla ayirip koymustum salataya,ya da ne bileyim; kulak memesi kivamina getirmistim boregin hamurunu. Çiçeklere her gun su vermis,balkonu serin tutmustum içimi serinletsin diye.yok... olmadi... bir turlu beceremedim basima gelecekleri onlemeyi. her gun ayni yolu takip ettim,kafami kaldirip bakmadim saga sola...yururken bazen sadece adimlarimi izledim,kazara biriyle gozgoze gelmemek icin...ustume korkulari bulasir diye otobuste uzak durdum herkesten...agaclarin altindan gecerken, kuslarin civiltilarina kanmadim mesela ya da kopegini gezdiren cocuktan uzak durdum,her ne kadar cok sevsem de kopekleri...vitrinlerin onlerinde, banka siralarinda hep sadece bir seye odaklandim...aklima gelebilecek herhangi bir dusunceye bile izin vermedim. Cunku vitrinler ve banka siralari tehlikelidir…turlu dusunceler gelir insanin aklina ve farketmeden kaptirirsin kendini...yok... olmadi gene...hic ummadigim bir zamanda hic ummadigim bir yerden vurdu beni ask...onca alinmis onleme, onca kurulmus barikata ragmen saklandigi yeri goremedim...cok kuytularda ama bir o kadar da aleniymis serzenisleri,duymamak icin ne kadar direttiysem de kesilmeyen bir makinanin siren sesi gibi doldu ruhumdan iceri...simdi ruhum, yastigimin altina koydugum bir dua kitabi gibi kutsal gozumde...askimsa bayram pabuclari misali,basimin ucunda parlamakta oyle..elime almaya kiyamiyorum, dokunmaya da...sanki dokunsam her an yitiverecekmis gibi buyusu, oradan kaldirip koysam dolaba, bir daha elime alamayacakmisim gibi...kirilgan ve bir o kadar da cekici... ah ask.... soktun gene basimi belaya...simdi kirmizi pabuclari alsam, gitsem birine versem desem ki "al, ben kullanamiyorum bunlari sen giyer misin?" suratima once soyle bir kuskuyla bakardi...hos, hakli da olurdu sanirim... dogru ya! kim kendisi icin en degerli olani baskasina verir ki? ben verebilir miyim ki?