Friday, January 20, 2006

bir kirgin kirlangic gibi sokulmus kendi govdesine dusen yildirimlari izliyorum... izler silinirken gokyuzunden surulmus yildizlarin acisini dinliyorum kirgin olan degil benim yuregim senin gozlerinden surulmus olan yildizlar ben onlara agliyorum... biliyor musun... seni cok ariyorum...

Unuttuk...

İkimiz icinde hicbirseyin degismeyecegini biliyorum... Hicbirsey tekrar bizi birbirimize eskisi kadar yaklastiramayacak... yogun bi safligin icindebuyutulmus, kirilgan sevdalar yetistirdik susuz topraklarda. Susuz ellerin verdigi damlalarda buldukkendimizi. Bulduk ve buyuttuk... buyudukce uzaklastik,uzaklastikca ozledik, ozledikce onumuze onulmazyaralar, asilmaz duvarlar koyduk. Koydugumuz duvarlar baskasinin gelmesini degil, sadece bizim disaricikmamizi engelledi. Digerlerini yaklastiramayiz sandik; kendimizikandirdik... kandikca kendi yalanlarimiza digerlerininde inandigini sandik. Sadece kendi gozlerimizle gorduk dunyayi, digerlerinin nasil gordugunu hic meraketmedik. Bize anlamli gelen bir cok seyin baskalari tarafindan anlamsiz bulunmasini, iste tam da buyuzden, anlayamadik! Anlamamaksa bozdu sinirlerimizi,ofkelendik. Ofkemiz kendimizeyken, bunu hic de itirafedemedik. İtiraf edemedigimiz ofkemiz yuzunden digerlerinin ustune yuruduk. Yurudukce hiddetlendik,hiddetlendikce daha hizli yuruduk, ta ki onumuzde kimse kalmayincaya ve kalanlari da yok etmek isteyinceye kadar yikimla yuruduk. Yikimin sonunda aklimiz basimiza geldi durduk. Baktik cevremize ve niye yurudugumuzu, bunca yikimin niye oldugunu hatirlayamadik. Ama unutmayi hatirladik bu sefer. Ve unuttuk... unuttukca yaptiklarimizi, kendimizi yenilemeyi beceremedik. Beceremedik ogrenmeyi ve saygi duymayi. Diger insanlar gibi bakabilmeyi ve yeri geldiginde onlarin yerine kendimizi koymayi... unuttuk susuz ellerin elinde kalan bir kac damlayla buyuttugumuz sevdamizi, unuttuk buyurken gectigimizyollari...